27 Şubat 2011 Pazar

everything is made in china

sevgili üzgün kuş,
şu genre şeyiyle aramın pek iyi olmadığını sana söylemiştim sanırım önceden. sevgili emrsag'ın aksine hiçbir şeyde kesin çizgilerim olmadığından "bu post-rock, bu shoegaze, bu vizigot" da diyemiyorum genel olarak, "ama bu da olur, şu da olur, her şey olur ki" diyorum. işte iyiden iyiye birbirine geçmiş genre'ler bu rusya'dan aramıza katılmış 3 arkadaşımız için de geçerli oluyor. post-rock diyebiliriz bir yandan, öte yandan vokal var, özellikle moving fragments'da "aha radiohead" dedim, ama hani bir aşure havası da vermeden shoegaze'i de katmışlar, ki bence bunlar kendi aralarında gayet dönüşüp karmaşıp güzel bişiler olabilirler, bahsettiğim türler lady gaga ya da kanye west'in yaptığı türden bir şeyler değil sonuçta.

neyse, olmuş diyor, sleepwalking dinlemeden bu arkadaşları geçmeyin diye de ekliyorum.

sevgiler,
alyenasyon.

6 Şubat 2011 Pazar

karma to burn

ya da "benim ayıbım".

alternatif başlığımızdan da görülebileceği üzere bir ayıp ettim üzgün kuş. term paper'ıydı, finaliydi ("yüksek lisansta final mi oluyomuş yeaa" diyen arkadaşlarımın gözlerinden öperim), işiydi gücüydü derken yeni hiçbir şey dinleyemez oldum. sadece dinleyememek değil sorun, okuyamadım, yazamadım, bakınamadım bile. ühühü. bu kadar zırlamadan sonra bugün denk geldiğim ve "omg nasıl haberim olmamış" dediğim bir grupla karşına çıkmış olayım değil mi. işte o grup, bu grup. karma to burn. hani kyuss vardı ya, biraz öyle ama aslında değil. last.fm free music player sağolsun ne var ne yok dinleyebiliyorum kendilerine dair, ama bu işin kötü yanı "şu albümle başlayın" da diyemiyorum. olduğu kadar. zaten evi toplamam gerekiyor, haftaya misafir gelecek. esen kal cikcik.